İthalatta Ticaret Bakanlığı Tarafından Çıkarılan Gözetim Tebliğlerine İlişkin Ortaya Çıkan Vergi Mathrah Farkı

İthalata konu herhangi bir eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesi hususu, 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 23. ve 31. maddeleri ile bu kanun doğrutulsunda çıkarılmış olan Gümrük Yönetmeliğinin 43. ve 57. maddeleri arasında düzenlenilmiş bir husustur. Gümrük Kanununun 23. Madddesi, Gümrük Kıymeti ifadesini şu şekilde tanımlamaktadır: “Eşyanın Gümrük Kıymeti, Gümrük Tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla, bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymettir.” Yukarıda madde aralıkları belirtilen düzenlemelere göre kural olarak, ithal eşyanın gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Genel kuralı açıkça belirten Gümrük Kanununun 24. maddesi uyarınca, eşyanın kıymetinin belirlenemediği durumlarda, 25. Maddede yer alan uygulamalara sırasıyla başvurulması gerekmektedir.

Ticaret Bakanlığı tarafından muhtelif zamanlarda, farklı “Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonlarına” (GTİP) tabi eşyalar açısından “İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ” konulu tebliğler yayımlanmaktadır. Gözetim uygulaması ile belli eşyaların ithal seyri izlenerek, tebliğe konu eşyaların ithalatı sonucunda yerli üreticinin zarar görmemesi amaçlanmaktadır. Bunun sonucunda vergi yükümlüsünün, tebliğe konu eşyaların ithalini gerçekleştirebilmesi için “T.C. Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü” tarafından düzenlenecek olan “Gözetim Belgesini” ilgili gümrük idaresine ibraz etmesi gerekmektedir.

Gözetim belgesi ibrazı yükümlülüğü, bir eşyanın satış kıymeti üzerinden hesaplanan gerçek birim kıymetinin, tebliğde düzenlenen ilgili birim kıymetten düşük olması ihtimalinde söz konusu olmaktadır. Eşyanın birim kıymetinin, tebliğde düzenlenen ilgili birim kıymetten yüksek olması ihtimalinde ise böyle bir yükümlülük söz konusu olmamaktadır.

Uygulamada vergi yükümlülerinin gözetim belgesi temini açısından bir takım sıkıntılar yaşadıkları görülmektedir. Gözetim tebliğlerinden herhangi birine tabi bir eşyanın ithalinin gerçekleştirilmesi esnasında, gözetim belgesinin temin edilmediği ya da bir takım sebeplerden ötürü temin edilemediği durumlarda; belirli yöntemlerle vergi matrahının artırıldığı ve vergilendirmenin artırılmış değer üzerinden yapıldığı görülmektedir. Düzenlenen herhangi bir gözetim tebliğinde yer alan birim kıymetin altında bir birim kıymet beyan edilerek ilgilisine sunulan beyannamelerde, beyanname üzerinde yer alan “Yurtdışı Gider” bölümüne; eşyanın faturasındaki birim kıymet ile gözetim tebliğinde düzenlenen birim kıymet arasındaki farka tekabül eden meblağın toplamının yazılması suretiyle, eşyanın vergilerinin gözetim tebliğindeki miktara denk düşecek şekilde ayarlanıp; ithalatların ancak bu şartla gerçekleştirildiği görülmektedir. Gözetim belgesi temin edemeyen vergi yükümlüsünün, yurdışı gider bölümüne yazılan meblağ sebebiyle ihtirazi kayıtla beyanname sunmak istemesi durumunda ise ithalatların gerçekleşmediği ve bunun sonucunda vergi yükümlülerinin mağduriyetler yaşadığı görülmektedir.

Gözetim uygulamasıyla, belli mallar açısından ithal seyrin iç piyasadaki üreticiye zarar vermemesi amacıyla kontrol edilmesi ve bu amaç doğrultusunda gözetim belgesi talep edilmesi açısından hukuka aykırılık söz konusu değildir. Ancak, gözetim belgesinin ibraz edilmediği durumlarda, ibraz edilmemeden kaynaklı ek bir tahakkuk gerçekleştirilmesi hukuka aykırıdır.

Konu ile ilgili mevzuatta, normlar hiyerarşisinde en üstte olan düzenlemeler olması sebebiyle; 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konan bir uluslararası anlaşma olması sebebiyle kanun hükmünde olan GATT’ın (General Agreement on Tariffs and Trade) konuyla ilgili hükümleri incelendiğinde; satış bedeli belli olan bir eşyanın vergi matrahının bu şekilde bir işlemle artırılması hususunun, ilgili kanunlara aykırılık teşkil ettiği açıkça görülmektedir.

Gözetim tebliğlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar açısından Danıştay ilgili dairesinin yakın yıllar içerisinde vermiş olduğu kararlarda, satış bedeli belli olan bir eşyanın vergilendirmesini gözetim tebliğindeki referans kıymete çekmek amacıyla beyanneme üzerinde yer alan “Yurtdışı Gider” bölümüne aradaki farka tekabül eden meblağın yazılması suretiyle; tebliğdeki birim kıymete denk düşürülerek ek bir vergi tahakkuku gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı; bu şekilde yapılan tahakkukların, haksız tahakkuklar olduğu açıkça belirtilmiştir.

Gözetim tebliğleri ile vergi yükümlüsünün ithalini gerçekleştirmek istediği ve ilgili mevzuat açısından satış bedelinin belli olması sonucunda gümrük kıymeti de belli olan eşya açısından; tebliğlerin yanlış uygulanıp ek bir vergi tahakkuku gerçekleştirilmesi hukuka aykırıdır. Bu sebepten ötürü, Danıştay’ın ilgili kararlarında, usulüne uygun şekilde iadenin talep edildiği davaları kabul ettiği ve fazla alınan vergilerin faiziyle birlikte iadesine hükmettiği görülmektedir.

Özetle, Anayasanın 125. Maddesi uyarınca hükmü uyarınca idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açık olduğu gibi, haksız bir şekilde gözetim uygulaması sebep gösterilerek ek bir tahakkuk gerçekleştirilmesi ihtimalinde de yargı yolu açıktır. Söz konusu aykırılığın gerçekleşmesinin ardından, doğru kanun maddeleri gerekçe gösterilerek iade talep edilen olaylar açısından; fazladan ödenen Gümrük Vergileri ve Katma Değer Vergilerinin faizleriyle birlikte iade edildiği görülmektedir.